Güneş enerjisinin farkı nedir?

Çocuklarımıza temiz bir dünya bırakamayacağımızı biliyoruz, peki torunlarımıza? En azından onlar için bir şeyler yapmanın vakti gelmedi mi?

Güneş enerjisi, güneşin çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile (hidrojen gazının helyuma dönüşmesi) açığa çıkan ışıma enerjisidir. Dünya atmosferinin dışında güneş enerjisinin şiddeti, yaklaşık olarak 1370 W/m² değerindedir, ancak yeryüzüne ulaşan miktarı atmosferden dolayı 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösterir. Bu enerjinin dünyaya gelen küçük bir bölümü dahi, insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazladır.

Peki bu kadar fazla ve tertemiz bir enerji kaynağı varken fosil yakıt kullanımı ile niye Dünyamızı her geçen gün daha kirletelim ki?

1000kW gücündeki bir güneş enerji santrali, 8.000m2 ile 15.000m2 arasında bir alana kurulabilir ve bu santral 600 ev ve hatta biraz fazla enerji üretir.

Kurulan santralin bir yakıt ihtiyacı olmadığı gibi o yakıtın yanması ile oluşacak zararlı atıklarda Güneş Santrallerinde bulunmaz.

Güneş enerjisi aslında bildiğimiz en masum enerjidir, çünkü hidroelektrik santralleri ortamdaki su dengesini bozarak tarıma zarar verirken, rüzgar santralleri önce kuşlara oradan da kuşlar azaldığı için artan zararlılar ile habitata zarar verir. Asıl korku ise fosil yakıt kullanan santraller ile ortaya çıkar.

Kısaca açıklamak gerekirse,

Bir termik santral çalışması sonucunda ortaya çıkan baca gazı (SO2, NOx) birçok çevresel problemi de beraberinde getirmektedir. Kullanılan yakıta bağlı olarak değişen oranlarda çıkan gaz ve partikül maddeler uzun zaman boyunca havada asılı kalmaları nedeniyle bronşit, anfizeme, damar hastalıkları gibi hastalıkların yanında insan ölümlerine de sebebiyet vermektedir.

Termik santrallerin oluşturduğu hava kirliliği sadece havayı soluyan canlılara değil, orman ve geniş tarım arazilerine de olumsuz  etkiler yapmaktadır. Bacadan çıkan gazlar ve diğer maddelerin ürün verimlerine olumsuz etkileri görülmektedir. SO2 ve NOx asit yağmurlarına sebep olur. Bacalardan atılan kükürt ve azot oksitler, rüzgarla birlikte ortalama 2-7 gün içerisinde atmosfere ulaşırlar.

Bu zaman süresi içinde bu kirleticiler atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek Sülfirik Asit ve Nitrik Asit’i oluştururlar. Atmosferde oluşan bu gazlar birincil etken olarak havayı, bitkileri zehirler. Sadece hava değil suda bundan etkilenir, Uçucu küllerde bulunan Fe, Zn, Cu, Pb vb. ağır metaller yağmur sularıyla yıkanma gibi durumlarla yer altı suyuna ve içme suyu kaynaklarına ulaşır.

Hatta santralin soğutulması için su kullanılır ve bu ısınan su ile bacadan yayılan ısı, ortamın sıcaklık dengesini, mevsimleri bozarak canlıların düzenine zarar verir.

Türkiye’de bulunan geçici kabulü yapılarak devreye alınan 1644 Güneş Enerji Santrallerinin toplam kurulu gücü 1.362,60 MW’dır. 2016 yılında Güneş Enerji Santralleri ile 1.020.000.000 kilovatsaat elektrik üretimi yapılmıştır. iki çocuklu dört kişilik bir ailenin aylık tüketimi ortalam 253 kWh ; bu miktar yıllık 3036 kWh elektrik enerjisi olarak hesaplanır. 2016 yılında şu an kurulu santrallerin yarısı, 335.968 evin bir yıllık elektrik ihtiyacını karşılamıştır.

Erzincan ilimizde kurulu 4mW gücündeki santralimiz yılda 7.440.000 kilovatsaat elektrik üretimi yapacaktır. Buda, 2.450 evin elektrik enerjisini karşılayabileceğini göstermektedir.

Ama asıl soru resmin arkasındadır, kaç çimin üzümü bağını zehirli olmayan üzüm üretimi yapmasına katkıda bulunur? Kaç ailenin , kaç canlının daha temiz bir nefes almasını sağlar? İlinizin doğasının kaç yıl daha temiz kalmasını sağlar?

Bunu rakamlar ile ispat etmek çok zor değil, bu güçteki termik , nükleer, vs. santrallerin olumsuz etkilerini ilinizden 7.440.000 kilovatsaat 25 yıl boyunca uzak tutacaktır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir